1. Uluslararası Kahramanmaraş Şiir ve Edebiyat Günleri kapsamında düzenlenen DENEME yarışmasında öğrencimiz Eylül KAYRAKLIK "VAR OLMAK DİRENMEKTİR" adlı yazısıyla 3. lük ödülü almıştır.
12.11.2020
Perşembe
VAR OLMAK DİRENMEKTİR
Var olmak direnmenin diğer adıdır. İnsan var olmak için mücadele veriyorsa direniyor demektir.
Su, bulunduğu kaba direnç uygular; dışarıya çıkmak için. Kap, suya direnç uygular; onu içinde tutmak için. Suyun direnci kabın direncinden az ise VAR OLMAK DİRENMEKTİR su, var olmak için kendine farklı bir yol bulur. Buharlaşıp şekil değiştirir, havaya karışır ve sonra yeniden yağar gitmek istediği yerlere. Ancak kabın ağzı kapalıysa buharlaşıp yükseldiğinde, yeniden esaretine yağar. Bu, onun var olma savaşıdır.
İnsan onu var edecek olan duygu ve düşünceleriyle mücadele eder. Duygu ve düşüncelerini özgür bırakabiliyorsa, ait olduğu yerlere ulaştırabiliyorsa, var olmanın mücadelesini veriyor demektir. Siz bedeninizin esiri olursanız, bedeniniz var olma savaşını kazanmış olur. Oysaki insanın duygu ve düşünceleriyle var olmaya çalışması onu bu dünyadaki diğer canlılardan ayıran tek özelliğidir.
Yeryüzünde var olmak için çırpınır tabiat. Mesela tohum, toprağın altında yatar uzun bir süre, sonra onu çevreleyen kabuğuna baskı yapar ve onu kırar, baş verir. Sonra, yavaş yavaş, toprağa karşı dik durarak yeryüzüne çıkar. Büyür güneşe ulaşmak istercesine, yağan kara, yağmura ve soğuğa direnir. Ağaç olur, kocaman gövdesini dimdik tutabilmek için kökleriyle toprağa sımsıkı tutunur. Büyüdükçe ve uzadıkça kökleri genişler, dallanır budaklanır ve bazen direnç uyguladığı topraktan dışarıya çıkar. Dalları yeşerip yapraklanmaya başladığında yaprak yavaş yavaş açar yeşil çehresini. Sonra, çok sonra, sonbahar rüzgarları esmeye başladığında dayanamaz soğuğa ama direnir sararmış benzine rağmen düşmemek için. Dayanır, ta ki kuvvetli bir rüzgâr onu incecik dalından kırana kadar. Var olma savaşıdır bu.
İnsan, dünyaya var olmak için gelir. Bu var oluş bedenin büyümesi değildir. Tabiat kendini yenileyebiliyor. Ama insan bedeni geriye akmayan zaman misali tek kulvarlı yolda yoluna devam ediyor. İnsan için var oluş bu yüzden farklı olmalı. Bizim ağaçlar gibi her sonbaharda döküp her ilkbaharda yenilenerek kavuştuğumuz yapraklarımız yok. Bizim hayatımızda çocukluğumuz bir ilkbahar gibi rengarenk, gençliğimiz bir yaz gibi sıcacık, olgunluğumuz bir sonbahar gibi hayata bakışlar ve yaşlılığımız bir kış gibi sıcak günleri beklemelerle geçer. Var olmak için yok olmayacak bir şeylere ihtiyacımız var. Zamana direnmek akıntıya kürek çekmek gibidir. Yorulduğunuzla kalırsınız ve zaten akıntı sizi istediği yere götürmektedir. Bu yüzden insan duygularıyla, düşünceleriyle var olmalı. Direnmeli, onu hapis etmiş bedenine, azat edilene kadar.
Kötülüklere karşı direnebilir insan. Kötülük bir bedene sahip değil! Acılara karşı direnebilir insan. Acı bir bedene sahip değil! Yanlışlara direnebilir insan. Yanlışlar bir bedene sahip değil! Ne varsa insanî değerlerden yana, direnebilir onları var etmek, görünür kılmak için.
Direnmek bu dünyanın tabiatında var. Direnmeseydi dünya güneşe karşı, dönmezdi. Direnmeseydi hava güneşe, yağmurlar yağmazdı. En çok yerçekimi direniyor üzerindekileri sonsuz boşluğa düşürmemek için. Bir biterse direnişi, savruluruz sonsuz karanlığa.
Ölüme direniyoruz ölmemek için, sonu olan bir dünyada yaşamak için, direniyoruz. Bazen de gün geliyor ölmekten daha vahim konulara direnmek için ölümü göze alıyoruz. Nedir bizi elimizde tek değerli olan şeyi, hayatımızı verecek kadar yücelttiğimiz sebep? İşte, duygu ve düşünceler. İnsan, “sevgi” denen duygu için ölebiliyor. Sevgi nedir, bir bedeni var mıdır ya da görünen işitilen bir şey midir? Sevgiyi var etmek için direnenler var. Ona bir vücut vermek için ölenler var. Vatanını seviyor kimisi, eşini seviyor, çocuğunu seviyor bunlar var olma savaşı, bunlar direniştir. Her direniş, var olma savaşıdır.
Başarmak duygusu, direnişlerin gizli kahramanıdır. Bir şeyleri başarmış olmak, görünmeyen bir yanımızı tatmin eder. İnsan başarılar kazandıkça başaracakları arasında önem sırası yapmaya, daha seçici olmaya başlar. Önemli olan, bunu başarmak der. Her başarıyı kabul etmez, başarılara da direnir başarmamak için. Kötülüğü başarmış bir insan, insansa eğer düşünür, kötülüğü yüceltmenin ehemmiyetini. Güzel olanı, insana yakışanı başarmak için direnir kötülüğe.
Tabiat, her zaman aynası olmuştur insanların. Hayatı tabiata bakarak öğrenir insan. Kuşlara bakar, uçmayı ister. Buluta bakar, ağlamayı öğrenir ve tabiatın yağmur sonrasında, hani güneş açınca yaşadığı mutlulukları görür ve bilir, ağlamanın sonrasında ona gelecek güzellikleri. Hayvanların nasıl yaşadığına bakar, öğrenir üzerinde yaşadığı dünya denen yerde nasıl yaşaması gerektiğini. İnsan ne garibe bir şey. Yeryüzünde yaratılan, en donanımlı, muhteşem bir varlık! Evin yaramaz, narin çocuğu! Tabiatın koynunda var olma savaşı veren, aciz…
En çok insan direnmeli var olmak için ama tabiat daha çok direniyor çünkü insanların ve diğer canlıların ona ihtiyacı olduğunu biliyor.
Tebrikler Eylül!
Yazılarının ve başarılarının devamını diliyorum.
Yüreğine, kalemine sağlık.
Fazilet Öğretmen💕