* Anadolu Mektebi Yazar Okumaları Cengiz Aytmatov Paneli Konuşması
Ankara, 2022
AYTMATOV’UN ESERLERİNDE KADIN*
Türk kültür tarihi boyunca kadınlara verilen değeri neredeyse tüm kaynaklardan anlayabiliriz. Kadının kağanın yanında yer alması ve söz sahibi olması, savaşlarda en ön saflarda korkusuzca boy göstermesi, Nene Hatun gibi pek çok kadın kahramanın saygıyla anılması bunun en önemli göstergesidir. Fakat Kırgız Türklerinde durum çok daha farklıdır. Savaşlardan toplumun yeniden inşasına kadar kadınlar, çoğu alanda yer almış ama yine de erkeklerin arkasında kalmıştır. Kadınlar, tarih boyunca ne kadar fedâkarlık gösterse de ne kadar çaba harcasa da ataerkil toplum sisteminden dolayı erkekler yüceltilmiştir.
Eserlerine baktığımızda bence Aytmatov’u bu genellemenin dışında tutmak gerekir. Cengiz Aytmatov, Kırgız kadınlarının hiçbir zaman pes etmediğini, her daim çalışıp çabaladığını, elinden gelenin en iyisini yaptığını, haksızlıklar karşısında boyun eğmediğini, umudunu yitirmediğini, acıların altında ezilmeyip yaslarını bile tutmadan ülkeleri ve bağımsızlıkları için durmadan mücadele ettiğini anlatmıştır.
Aytmatov eserlerinde kadın kahramanlarını başrol yapmış; onları yok saymadan ana karakter haline getirmiştir. Özellikle “Yüz Yüze” ve “Cemile” adlı eserleriyle kadın kahramanların, baskın özelliklerini ön plana çıkarmıştır. Kırgız kadınının savaşçı özelliğini ”Cemile”de ve “Toprak Ana”da tüm gerçekliğiyle yansıtmıştır. “Cemile” adlı eserinde Büyük Ana’nın evin reisi olarak görülmesi de Aytmatov’un kadınlara verdiği değerin bir göstergesidir. “Elveda Gülsarı” kitabında kadının, sağ duyunun temsilcisi olmasının, “Cengizhan’a Küsen Bulut”ta kadının can veren, ana oluşunun kutsallığının üstünde durulmuştur.
Günümüzde Cengiz Aytmatov gibi pek çok yazar, kadınların yalnızca narin yönlerine değinmekten çok, kadınların güçlü özelliklerinden de bahsetmiştir: Özellikle kadınların korunmaya muhtaç olmadan, dimdik durabildiğinin üstünde durmuştur. Ancak Cengiz Aytmatov, bilinçsiz bir toplumun aydın kesiminde kalan bilinçli bir yazar olmasıyla diğer yazarlardan ayrılır. Ayrıca Aytmatov, eserlerinde siyasi temellere dayanan sorunlar ve kadın hakları gibi konuları, bu konulardaki düşüncelerini toplumun her kesiminden alabileceği tepkileri umursamayıp, çekinmeden ve korkusuzca aktarmıştır.
Cengiz Aytmatov’un eserlerinde kadınların bu kadar ön plana çıkmasının dokuz yaşında babasını kaybetmesi ve ardından annesiyle zorlu bir hayat yaşamak zorunda kalmasıyla ilişkili olduğunu düşünmekteyim. Aytmatov’un annesinin zorlu şartlarda bile hem annelik hem de babalık yapmaya çalışması, böylesine güçlü bir kadın figürünün Aytmatov’un hayatında olması, eserlerinde yazdığı kahramanların en büyük ilham kaynağı olmuştur. Aynı zamanda bu zorlu yaşamın getirdiği zorunlu mücadelenin yansımalarını, Aytmatov’un eserlerinde sıkça görüyor, aynı ilhamın sadece karakter konusunda değil, içerikler konusunda da yardımcı ve etkileyici olduğunu anlıyorum.
Bu konuşmamı Aytmatov’un şu sözleriyle sonlandırmak istiyorum:
Aytmatov’un Toprak Ana adlı eserinde dile getirdiği şu söz ise onun kadınlara verdiği değeri en iyi şekilde açıklamaktadır:
“Onlarla sen konuşmalısın. Sen kadınsın. Sen her şeyin üstündesin, daha bilgesin.”
Comments