top of page
Yazarın fotoğrafıBregeal Yazıyor

"UZUN İNCE HİKÂYELER" - Fazilet ERYILMAZ - Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Güncelleme tarihi: 31 Eki 2022


Fazilet ERYILMAZ

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Ankara, 2014


UZUN İNCE HİKÂYELER


Dinle oğlum!

Bu hikâye ince uzun…

Masal değil, gerçek değil, hepsi hüzün

Yüreğimden yüreğine bir yol çizdim

Gelsin sesim:

I

Uzun ince bir hikâye bu

Yağmurlu bir nisan günü başlayan…

Nisan ki hayatın gülen yüzü kimi zaman

Kimi zaman sebepsizce ağlatan

Takvimin en kırılgan yaprağı oldum

Hep bir yağmur damlası bekler gözlerimin kıyısında

On yaşımda otuz oldum, otuzumda on yaşımda…

II

Uzun ince bir hikâye bu

İnceldiği yerden kopmasın diye düğümlediğim…

Düğümlediğim anılar çerçevelerden el sallar,

El sallar kırmızı rugan pabuçlar

Başucumda nöbet tutar bayramlık hayallerim

Hayallerde kalır sıcak yuvalar…

III

Uzun ince bir hikâye bu

Sonu başından belli…

Hep bir ağlamak şarkısı söyler

Ninni nedir bilmeyen yorgun anneler

Anneler ki gözleri iğne oyası

Parmaklarında renk renk iplikler

Göğe uzanmış ellerinin kınalı ayası…

IV

Uzun ince bir hikâye bu

Mutluluk için ilmek attığım

Yarısı sökülmüş, örme bir hayat…

Elbiselerim benden on beş yaş büyük,

On beş yaş büyüğüm yaşıtlarımdan

Hiç korkmadım aşı olmaktan

Ölümü tadınca bütün acılar hafif…

Yüreğim mutluluktan dul kaldı!

V

Uzun ince bir hikâye bu

Kökleri susuz kalmış yürek ağacımın

Ama yaprakları ıslanmış durmadan.

Durmadan başında kavak yelleri esmiş,

Kavaklarda yuva yapmış karakargalar

Kargalar güpegündüz pembe hayallerime dalar,

Ciğerlerimi oyar, yüreğimi oyar…

VI

Uzun ince bir hikâye bu

Yolumuz Ankara’da kesişince

Şiir dolu mektuplar aldım

Sevdasıyla yamandı yaralarım

“Seninki yine coştu!”

“Bir oda dolusu papatyayı nereye koyayım?”

Evim papatyalarla doldu ama

Gökkuşağına giden yolu bir türlü bulamadım.

VII

Uzun ince bir hikâye bu

Yüreğim, yüreğini gördü sevdi.

-Herkesin prensi kendine güzel-

“Sevdiceğim!” dedi;

“Sadece sana şiir sözlerim.

Sadece sana anlasana…

Şu göğsümü yarsalar,

Yarsalar da seni içime koysalar…

Anladın mı? İşte böyle benim sevdam!

Yüreğime öyle saplandın, çıkaramam!

Elini elime ver,

Gökkuşağını biz çizelim, gel!”

Saçlarıma “yıldızlardan taç” gönderdi.

Sonrası mı?

Sonrası yeni bir hikâyeydi.


***

Dinle oğlum!

Bu hikâye ince uzun…

Masal değil, gerçek değil,

hepsi hüzün

Dilerim ki ömür boyu

mutluluktan gülsün yüzün

Servi boylu, gül yüzlüsü olsun eşin

Yarım kalmış hikâyemi bitiresin.



193 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Commenting has been turned off.
Sitemize Abone Olun

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

bottom of page