top of page

"FELAKETLER KENTİ POMPEİ", Beren GÜL

Yazarın fotoğrafı: YARATICI YAZARLARYARATICI YAZARLAR

FELAKETLER KENTİ POMPEİ

Bu yazıda İtalya gezimin ilk rotası, canım Pompei’yi ziyaret edeceğiz. Şapkalarınızı alın çünkü Güney İtalya’nın kavurucu sıcağıyla baş başa kalacağız.

Napoli Havaalanı’ndan arabayla yaklaşık 25 dakika olan bu kente giderken sokaklarda eski apartmanlar  ile apartman aralarına asılmış çamaşırlar ve Akdeniz insanının sıcaklığı karşılıyor bizi. Sonrasında ise bu güzel antik kente varıyoruz.

Hakkında kısa bir bilgi vermem gerekirse MS 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın patlaması sonucu küle gömülerek tarihe karışan bir liman şehri diyebilirim. Bu koca şehir, bir kanal yapımı sırasında bulunmuş ve şu an dünyadaki en etkileyici antik kentlerden. Bu kentin halkının Tanrı tarafından cezalandırıldığını söyleyenler de mevcut.

Kentin dışarısında çokça hediyelik eşya satan tezgahlar var. Aynı zamanda yemek mekânları da bulunuyor. Bilet alıp içeriye geçtiğimizde ise bir gladyatör kışlası karşılıyor bizi. Aslında ilk zamanlarda tiyatro izleyicileri için bir gezi alanı olarak yapılan bu yer, yanardağ patlamasından önce meydana gelen depremlerden sonra gladyatör kışlasına çevrilmiş. Yanında da küçük bir tiyatro yer alıyor.



Biraz daha içeriye girdiğimiz anda güzel caddelerle karşılaşıyoruz ki bunlar bizim caddelere çok benziyor, yol boyu yemek dükkânları var. Hatta o dönemde çoğu evde mutfak yokmuş ve kent halkı buralarda yemek yerlermiş. Kaldırımlar ortasında hem at arabaları için bir yol hem de su kanalı olarak kullanılan bir bölüm var. Bu bölümde at arabalarının tekerlek izlerine rastlıyoruz. İnsanların geçişi kolay olsun diye bir yaya geçidi bile yapmışlar. Aynı zamanda çeşmeler de sıkça karşımıza çıkıyor. Beni en şaşırtan şey çoğu çeşmede aynı tasarımın olmasıydı. Hepsinde su, bir kafa kabartmasının ağzından çıkıyor.


Daha sonra ise bir hamamı geziyoruz. Basit bir hamam deyip geçilmemeli, çok etkileyici bir mimarisi var bu hamamın. Farklı renklerde boyanmış duvarları, duvarlardaki kabartmaları ve içeri girdikçe sıcaklaşan yapısı ki hamam birkaç bölümden oluşuyor, bölümler arasında sıcaklık gitgide artıyor bu da müthiş bir atmosfer yaratıyor bize.




Gelelim en etkileyici kısma, ölen insanların birebir modelleri... Aslında çoğu kişi bu insanların lav ile taşlaşması sonucu bu hâle geldiğini düşünüyor ki buraya gitmeden önce ben de öyle düşünürdüm ancak çoğu insan boğularak ölmüş. Bu şekiller de ortaya şöyle çıkmış: Volkandan gelen malzeme insanların bedenlerini kaplamış. Daha sonra her şeyin çürümesi ile geriye o insanın bedeninde bir boşluk kalmış ve o boşluk alçı ile doldurularak bizim gördüğümüz hâle ulaşmış.


Yani bu gördüklerimiz insan veya taşlaşmış beden değil ancak o insanların bu patlama sırasındaki hâllerinin birebir aynısı. Bu yüzden bu görüntüler beni fazlasıyla etkiledi. Özellikle külleri ve gazı solumamak için burnunu kapamaya çalışan  bir bedeni görünce çok üzülmüştüm.



Gezimizin son durağı ise forum (kamusal konuşma alanı) ve bazilika (bir çeşit mahkeme). Forum, bu şehirde kamusal hayatın merkeziymiş. Gladyatör oyunları da amfi tiyatro inşa edilmeden önce burada düzenlenirmiş. Bazilika ise bu kentin en önemli kamusal yapısıymış. Buraların çevresinde tapınaklar da bulunuyor.


 



Son olarak bu geziden aklımda kalan keyifli bir görüntüyü de sizlerle paylaşayım. İtalya’da sokaklarda  kedi görülmediğini duymuştum. Hatta evinde kedi besleyen bile çok azmış.  Ancak biz o gün Pompei’de iki tane sokak kedisi görmüştük. İtalya’da gördüğüm ilk ve son kedilerdi.

 

Comments


Sitemize Abone Olun

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

©2020, BREGEAL YAZIYOR tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page